Her girişimcinin aklında bir soru takılı kalır: 'Kendi şirketimin hesabında yatan parayı dilediğim gibi kullanabilir miyim?' Hemen peşinen söyleyeyim, iş bu kadar basit değil. Şirket kurunca para sizinmiş gibi gözükse de şirket kasası, işletmeden ayrı bir varlık. Yani kendi kazancınızdan çok şirketinizin parasını yönetiyorsunuz. Anonim ve limited şirket sahiplerinin kafasını en çok karıştıran konu tam da bu.

Şirket Hesabından Para Çekmenin Yasal Yüzü

Öncelikle bir şirket sahibi olarak şirket hesabındaki parayı ‘istediğiniz gibi’ çekmeniz mümkün değil. Çünkü şirket, Türk Ticaret Kanunu'na (TTK) göre gerçek kişilerden ayrı bir tüzel kişiliktir. Yani şirket parasıyla kendi cebinizdeki para resmi olarak aynı değil. Hele hele anonim veya limited şirket düşünüyorsanız, bu ayrım özellikle çok daha net görünüyor. Şirket sahipleri, ortaklar ya da yöneticiler, şirket hesabından sadece mevzuata uygun şekilde para çekebilir. Gönlünüzden geçen "Ben şirketimden 100.000 TL çekip bir tatil yapayım" demek, pratikte epey riskli.

En sık kullanılan yöntemlerden biri, “ortaktan alacaklar” veya “ortaklara borçlar” hesabını kullanmak. Şirket sahibi, şirketten geçici olarak para çekerse bu tutar; muhasebe kayıtlarında “131 Ortaklardan Alacaklar” (şirketin ortağa borç verdiği) veya “331 Ortaklara Borçlar” (ortağın şirkete borcu varmış gibi) kalemiyle takip edilir. Şirket karı oluştuysa bu kardan ortaklara dağıtım yapabilirsiniz, buna temettü deniyor ve ayrıca stopaj ödersiniz. Ama yıl boyunca rastgele çekiş yapıp kayıtlara geçirmezseniz, ileride vergi dairesiyle papaz olma riski yüksek.

Resmi Gazete’de 2022 yılında yayımlanan Maliye Bakanlığı tebliğiyle, “ortaklardan alacaklar” hesabının suistimali halinde transfer fiyatlandırması ve örtülü kazanç dağıtımı yasaklarına takılabileceğiniz belirtildi.

“Şirket ortakları, şirketlerinden borçlanmak suretiyle kayıtlara uygun işlem yapmak zorundadır. Aksi durumlarda usulsüzlük cezası ve vergi ziyaı cezası ile karşılaşılır.” - Gelir İdaresi Başkanlığı Tebliği, 2022
Hatta bu konuda İstanbul’da faaliyet gösteren şirketlerde yapılan bir araştırmada, ortakların sadece %18’inin parayı usulüne uygun çektiği, %60’ının ise yanlış hesap kullandığı görülmüş. Bu da ciddi cezalara yol açabiliyor. Yani mevzuat net: Şirket parası = Şirketin, Kendi paranız ≠ Şirket parası.

Şirket Hesabından Para Çekmenin Yolları ve Kullanım Alanları

İşin teknik ve pratik tarafına bakarsak, sahibi olduğunuz şirketten para çekmenin dört ana yolu var:

  • Maaş ödemesi olarak: Bir şirket ortağı kendine yönetici olarak maaş bağlayıp ödeme alabilir. Bunun için ücret bordrosu hazırlanır, SGK primi ve gelir vergisi ödenir.
  • Kar payı (temettü) dağıtımı: Yıl sonunda, vergi ve yasal yükümlülükler ödendikten sonra, ortaklara hisseleri oranında kâr payı ödenebilir. Temettü ödemelerinde %15 oranında stopaj uygulanır.
  • Ortaklara borç verme/alma hesabı: Acil ihtiyaç halinde şirketten çekilen paralar geçici olarak "ortaklardan alacaklar" veya "ortaklara borçlar" hesabında izlenir. Bu çekişlerin gerekçesi açık olmalı ve kısa sürede kapatılmalıdır.
  • Gider karşılığı ödeme (masraf avansı): Bazen şirket sahibi, şirket adına bir harcama yapmadan önce kasadan para çekebilir ve ardından yapılan harcamaların belgeleriyle bu ödemeler mahsup edilir.

Dikkat etmeniz gereken bir tuhaf ayrıntı var. Eğer şirket hesabından sık sık kişisel harcamalar için nakit çekiyorsanız, bu tutarlar 'ödeme kaydı' olmaksızın kasada kalmamalı. Vergi müfettişleri özellikle 'ortaklara borçlar' hesabının uzun süre açık kaldığı şirketleri mercek altına alıyor. Şirketinize ait banka hareketlerinizin bir örneğini inceleyin; çektiğiniz paraların açıklaması eksik veya yanlışsa problemler başlıyor. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında, Maliye bu tarz işlemleri denetleme sıklığını artırdı. Şirket hesabından alınan her kuruşun nedenini gösterebilmelisiniz.

Bazı şirket sahipleri, kendine yüksek maaş bağlamayı tercih ediyor. Bu durumda gider yazma avantajı olsa da, SGK primi ve gelir vergisi yükü de artıyor. Diğer taraftan, temettü dağıtımı için şirketin dönem sonunda kâr açıklaması şart. Eğer şirketiniz zarar ettiyse ya da bilançosunda dağıtılabilir kâr yoksa, ‘kar payı’ çekemezsiniz.

Yasal Riskler ve Vergisel Sonuçlar

Yasal Riskler ve Vergisel Sonuçlar

Şirket sahibinin hesabından keyfi para çekmesi özellikle vergi incelemelerinde başınızı ağrıtabilir. Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gereği, şirketten çektiğiniz paraların belgesiz ve kayıtsız olması halinde 'örtülü kazanç dağıtımı' kapsamında cezalarla karşılaşmak mümkün. Transfer fiyatlandırması denetimleri de son yıllarda iyice arttı. 2023’te yapılan bir kamuoyu araştırmasında, küçük ve orta ölçekli anonim şirketlerde usulsüz para çekişleri nedeniyle 1 milyar TL’nin üzerinde vergi cezası kesildiği raporlandı.

Şirkette kâr olmasa bile yüksek miktarda para çekerseniz, bu tutar VUK madde 30/4’e göre 'örtülü kazanç' sayılır ve hem kurumlar vergisi hem de stopaj açısından sorun teşkil eder. Denetimler sırasında şirketten çektiğiniz paranın kişisel harcamanız için mi, yoksa şirket faaliyeti için mi olduğu sorulur. Cevabınız açık ve belgeli değilse, bunun yanı sıra usulsüzlük cezası da kapınızda.

YılUsulsüz Para Çekişi Nedeniyle Toplam Ceza (TL)
2022792 milyon
20231.028 milyon
20241.219 milyon

Bir başka önemli konu da, Ortaklardan Alacaklar hesabının uzun süre kapatılmaması. Bu hesabın yılsonunda sıfırlanması gerekiyor. Eğer sürekli açık kalırsa, vergi idaresi bu tutarı 'kazanç dağıtımı' olarak kabul edip stopaj ve gecikme faizini talep edebilir. Yani işler karışık ve riskli. Hiçbir detayı gözden kaçırmamak gerekiyor. Hele ki şirketiniz yabancı sermayeli veya sektörde görünür bir firmaysa, inceleme ihtimali daha da artıyor.

Şirketten Para Çekerken Doğru Yol Haritası

Şirket sahipleri için güvenli bir yol haritası şart. Öncelikle, şirket parasıyla şahsi para arasında kalın bir çizgi olduğunu bilmek gerek. Banka hesabındaki meblağ sizi yanıltmasın. Misal, geçen ay şirket hesabınıza büyük bir fatura ödemesi geldi diye hemen “Bu para benim!” deme lüksünüz yok.

İşin püf noktası şu adımlar:

  1. Çektiğiniz her parayı mutlaka bir nedene bağlayın. Açıklaması ve evrağı olmayan işlem yapmayın.
  2. Muhasebecinizle haftalık veya ayda en az bir kez değerlendirme yapın. Hangi tutarları, hangi hesaplardan çektiğiniz ve nasıl kapatacağınız üzerinde anlaşın.
  3. Kendi maaşınızı belirlerken, şirketin gelir dengesi ve SGK ile vergi yükünü hesap edin. Yüksek maaş prim ve vergi olarak sizi zorlayabilir.
  4. Temettü dağıtmadan önce şirket bilançosunu gözden geçirin. Dağıtılabilir kârınız varsa, ortak karar alıp dağıtım işlemini başlatın.
  5. Ortaklardan alacaklar/borçlar hesabındaki paraları yılsonuna bırakmadan kapatmaya çalışın.
  6. Şirketin masraf ve giderlerini kendi hesaplarınızla karıştırmayın. Alışveriş ya da şirket dışı harcamalarınızı özel kartınızdan yapın, sonra şirkete belgeyle iade edin.
  7. Maliye ve SGK mevzuatındaki değişiklikleri takip edin. Son üç yılda limitler ve cezalar sık sık güncelleniyor.

Ben şahsen, Minik’ime mamasını bile şirket hesabından almak gibi bir hata yapmam (daha doğrusu cesaret edemem). Çünkü biliyorum ki, usulsüz çekilen her kuruşun ileride hesabı soruluyor. Siz de gözünüzü dört açın, şirket parasıyla şahsi huzurunuz arasındaki dengeyi iyi kurun.

Unutmayın, profesyonel bir muhasebeciyle çalışmak hayat kurtarır. Ama tek başına muhasebecinin dikkat etmesi yetmez, siz de alışkanlıklarınızı doğru oluşturmazsanız başınız ağrır. Şirket hesabından para çekmek, çoğu zaman akla ilk gelen çözüm görünse de çoğu defa geri dönülmez sorunlara yol açabiliyor. Bilinçli hareket edin, mevzuat değişikliklerinin temposunu takip edin; Minik bile sizden daha az risk alsın!